Ebeveynler olarak ailenize yeni bir bireyi katmaya karar verdiniz ve çocuğunuza bir kardeş geliyor. Peki, doğuma kadar sizler ve çocuğunuz nasıl hazırlanmalısınız? Bebeğinizin doğumundan sonra sizleri aile olarak neler bekliyor?
Öncelikle kardeş kararını çocuğunuza bırakmamak iyi bir fikir olabilir çünkü çocuklar doğal olarak kardeşin gelmesiyle değişebilecek rutinleri, ailesine yepyeni bir birey gelmesinin neleri getireceğine dair çok da ileri görüşlü düşünemeyebilirler. Bu nedenle bir “oyun arkadaşı” gelecek heyecanıyla sizin “Kardeşin olsun ister misin?” sorunuza olumlu bakabilir fakat doğumundan sonra işlerin istediği gibi gitmediğini fark edince de “vazgeçtim, ben artık istemiyorum” gibi tepkiler alma olasılığınız bulunmakta. Bu nedenle ebeveynler olarak bu kararı sizin verdiğinizi ve bunu yaşına uygun bir şekilde çocuğunuza açıklamakla başlamak sağlıklı olacaktır.
Doğum Yaklaşırken Yapılabilecekler
- Çocuğunuzun, yeni bebeğin odası için eşya seçmesine yardım etmesine izin verebilirsiniz. Bu, özellikle iki çocuk yatak odasını paylaşacaksa önemlidir.
- Çocuğunuzun bebeğe verebileceği yeni bir kitap veya oyuncak gibi özel bir hediye veya bebek odası için onun bir fotoğrafını koyabilirsiniz.
- Bebek doğduktan ve eve geldikten sonra neler olacağı hakkında onunla konuşun. Yeni doğmuş bir bebeğin ağladığını, uyuduğunu, beslenmesi için anneye ihtiyacı olduğunu ve ihtiyacı oldukça bez değiştirmesi gerektiğini açıklayın. Büyük çocuğunuza, bebeğin çok fazla ilgiye ihtiyacı olmasına rağmen, onun için hala bolca zamanınız ve sevginizin olacağına dair güvence verin.
Çocuğunuz neler yaşayabilir?
Bir çocuğun yaşamına giren yeni bir kardeş hayatındaki en stresli olaylardan biri olabilir. Kardeş fikrine zaman içinde ne kadar hazır görünse ve siz onu ne kadar hazırlamış olursanız olun, eve gelecek yeni bebeğin varlığı doğal olarak gerginlik yaratabilir. Bu gerginliği çocuklar saldırganlaşarak, uyumsuz davranışlarla inatlaşma, iş birliğine yanaşmama ya da iyice ebeveynlerine tutunarak gösterebilirler. Kardeş haberini verdikten sonra çocuktan çocuğa değişmekle beraber genelde rastlanılan; heyecan, kıskançlık ve hatta kızgınlığa kadar çeşitli duygular olabilir.
Duygularını sözel olarak tam ifade edemeyen daha küçük yaştaki çocuklar; parmak emmek, biberondan su içmek istemek, son zamanlarda tuvalete gitmeyi unutmak ve dikkatinizi çekmek için bebek gibi konuşmayı kullanmak gibi daha önceki davranışlara gerileyebilir. Doğumdan sonra ise anne ve bebeğin geçirdiği zamanın doğal olarak artmasıyla çocuklar da annelerine daha fazla yapışmak isteyebilir. Daha büyük yaştaki çocuklar duygularını sizi test ederek, yaramazlık yaparak, öfke krizleri geçirerek veya yemek yemeyi reddederek ifade edebilirler.
Bu gibi durumlarda çocuğunuzla aynı hatta daha yüksek bir duyguyla karşılık verdiğinizde, örneğin istemeden de olsa öfkeyle bağırdığınız zaman, aslında tam da kaygılandığı durumun gerçekleşmesine ve sizlere daha da yapışmasına sebep olabilirsiniz. Aslında onun gözünden baktığımızda sizinle olan bağının kopabileceği duygusu bu şekilde pekişmiş oluyor. Bu noktada çocuğunuzun bu tür duygusal ihtiyaçlarını, kardeşiyle ilgili endişelerini gördüğünüzü ona göstermeniz ve ailenizin içinde dinamiklerin bir bebeğin gelmesiyle değişebileceğini fakat ona olan koşulsuz sevginizin azalmayacağının güvencesini vermeniz çok önemli.
Bu güvenceyi ve çocuğunuzun emin olmasını sağlamak zaman alacak, bu sırada öfkelenebilir ya da yorulabilirsiniz fakat karşınızda gerçekten sizi sadece kaybetmekten korkan biri olduğunu unutmayın.
