“Ne güzel etekmiş, o benim olsun.”
“Alacağım o gömleği senden.*
“Muhteşem oyuncakların var, benim olsun hepsi.”
“Vermeyecek misin elbiseni bana? Demek öyle. Sen uyuyunca gelip alacağım onu senden.”
“O artık benim annem. Senin annen olmayacak. Değil mi annesi?”
“Kardeşini de alıp götüreceğim, o benim kızım olsun.”
Bu cümlelerden en az birisini daha önce duydunuz. Bu cümlelerden en az bir tanesini başka bir şekilde bir çocuğa ilettiniz. Bizim yaşadığımız topraklarda bu cümleler çocuklarla iletişim kurmak için sıklıkla kullanılır. Hatta çocuklarla kurulan ilişkiye iyi geleceğine dair de bir inanç vardır. Ne büyük yanılgı…
Küçük çocuklar soyut düşünemez.
3-7 yaş aralığındaki bir çocuğa bu cümlelerden herhangi birini söylediğinizde onun gülümsemesini bekliyor olabilirsiniz. Beklemeyin. Bu cümleler onları sadece korkutur. Henüz beyin gelişimleri tamamlanmadığı için cümlemizin ne anlama geldiğini anlayamazlar ve çok paniklerler.
Kendilerini ifade edemezler.
Özellikle kalabalık bir ortamda bu cümleler söylediğinde yetişkinler çok eğlenir. Çocuğun gözünden ortama bakalım. Ondan başka gergin gözüken kimse yoktur. Bu sebeple çocuk hissettiği panik ve korku duygusunu kimseyle paylaşmaz. Paylaşacak olsa da kimse ona gerçekten anlayışlı bir tepkiyle karşılık vermez. “Abartma kızım, amcan şaka yapıyor.” gibi bir cümleyle o konuşma sonlanır.
İlişkilerden uzaklaşması sizi şaşırtmasın.
Bir çocuk, aynı yetişkinden buna benzer cümleleri defalarca duyarsa o yetişkinle ilişki kurmaktan kaçınır. Hatta onunla aynı ortamda bile bulunmaktan keyif almamaya başlar. Dolayısıyla küçük çocuklarla ilişki kurmak için seçtiğimiz bu “şakalaşma” oyunu onlara hiç de iyi gelmez.
Yaratıcılığınızı onların dünyasına adapte edin.
Çok sevdiğiniz küçüğün dünyasına girmek ve onunla sohbet etmek hiç de zor değil. Ona sadece en sevdiği çizgi filmin hangisi olduğunu sorun. Size anlatacak çok şeyi olacağına eminim.