Biz yetişkinler olduğumuz yaşa kadar birçok yaşam olayı deneyimleriz. Bazılarını gözlemleriz, bazılarını yaşarız bazılarına da tanıklık ederiz. Her biri bizim hafızamızda bir iz bırakır. Onlarla bugün olduğumuz kişiyi inşa etmiş oluruz. Sonrasında yaşamımıza bir çocuk dahil olur. O çocuğun belki ebeveyni oluruz belki de öğretmeni… Kim olduğumuz çoğu zaman her şeyin önünde gibi gözükse de çoğu zaman onların hayatlarında bir etkimiz olması yeterlidir. Onlarla hayat hakkında konuşmamız gereken anlar gelir. Konu ölüm, taşınma, boşanma, aldatma, cinayet, doğal afet ya da aklımıza şu an gelmeyen bir şey olabilir.
“İçimdeki bu duygu kime ait?”
Çocuklar küçüktür. Hayattaki deneyimleri azdır. Bazen bir kelimenin bile anlamını bilmeyebilirler ama anlatırsak öğrenebilirler. Çünkü çocuklar esnektir. Değişimi kabul etme güçleri biz yetişkinlerden fazladır. Onlara verdiğimiz her şeyi almak ve anlamak isterler. O yüzden soru sorarlar. Merak ettikleri şeyler her zaman eğlenceli konular olmaz. Bazen yan komşunun evinden gelen çığlık sesini sorarlar. Bazen televizyonda gördükleri siyasi bir kavgayı merak edeler. Bazen de okuduğumuz kitabın sayfalarını karıştırmak isterler. Hiç hazırlıklı olmadığımız bir anda bize sordukları bir soru karşısında içimizde bir sıkışıklık hissedersek o zaman kendimize sormamız gereken çok önemli bir soru var: “İçimdeki bu duygu kime ait?”
Cevabınız yol haritanızı belirler.
Eğer cesur bir şekilde bu soruya cevap verirseniz yol haritanızı belirleyebilirsiniz. Kendinize ait bir duyguyu çocuğun ihtiyacıymış gibi yorumlarsanız ona ait bir sürü ipucunu kaçırabilirsiniz. Karşı karşıya bırakıldığınız konunun sizin için zor olması çocuğunuz için de aynı derecede zor olacağı anlamını taşımaz. Taşımamalıdır da. Yaşam üzerindeki her konu çocuklara aktarılabilir. Tek önemli nokta olan “onların çocuk gerçekliğine” uyum göstermesi koşuluyla. Eğer çok sıkışırsanız sihirli cümleyi kullanın ve zaman kazanın. “Şu an bunu sana nasıl açıklayacağımı ben de bilmiyorum. Biraz düşüneceğim ve sonra sana anlatacağım.” Sonrasında illaki bir uzmana danışmak zorunda değilsiniz ama çocuklarla bolca vakit geçiren herhangi bir tanıdığınızdan destek alabilirsiniz.