İlkokul yıllarının başlamasıyla beraber çocuklar en çok okulda vakit geçirmeye başlarlar. Uyanık kaldıkları sürenin yarısından fazlası okulda geçer. Öğretmenleriyle otoriteyi, arkadaşlarıyla ilişkileri ve verilen görevlerle sorumluluk bilincini deneyimlerler. Çocukların sosyalleşmesi her ne kadar daha erken yaşlarda başlasa da ilkokul yılları bu arkadaşları sürdürmek için daha fazla kişisel yatırımın yapıldığı zaman dilimi olarak kabul edilir. Bu yaşlarda cinsiyetler arası farklılıklar, bireysel farklılıklar ve seçimler devreye girer. Bu yüzden başlatılan arkadaşları sürdürmek de bir arkadaşlığa başlamak da her zamankinden zor olabilir.
Mizaç, ilişki kurma biçiminde rol sahibidir.
Kişilik özelliklerimiz ilişkileri başlatma adımlarımızı belirler. Çekingen özellikleri olan bir çocuğun kalabalık bir ortam “Ben buradayım.” sinyalini vermesi zordur. Hatta sesi ona kıyasla daha yüksek çıkan birinin gerisinde bile kalabilir. Bu durumu defalarca deneyimlediği zaman inancının kırılıp geri çekilmeye başladığını görebiliriz.
Kişisel beceriler ve zevkler de ilişkilerde etkilidir.
Popüler kültürü ve güncel olayları takip eden çoğu çocuk birbiriyle daha hızlı ilişki başlatır. Sahip oldukları ortak konular onları birbirine bağlar. Peki ortak konuya hakim olmayan çocuklara ne olur? İşte işler burada biraz karışabilir. Özellikle yaşıtlarından daha farklı düşünen ve daha başka şeylerden zevk alan çocukların dışlanma oranının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çocuklar, kendilerinden farklı davranan kişilerle nasıl ilişki kuracaklarını bilmediklerinde onları dışarda bırakma eğiliminde olurlar. Bu da dışlanmış olan çocuk için yıkıcı bir deneyime dönüşür.
Çocuğunuzun verdiği sinyalleri takip edin.
Evde, dışarıda ya da yetişkinlerin olduğu bir ortamda ilişkilerden çok keyif alan bir çocuğun okula başladıktan sonra durgunlaşmaya başladığı gözlemlenebilir. İki dünya arasında kuramadığı denge onu mutsuz eder. Bu yüzden her zamanki gibi davranmaktan vazgeçebilir. Böyle zamanlarda okuldaki süreçleri takip etmeye çalışmak ve okul ile ilgili spesifik sorular sormak çocuğunuza ulaşmanıza yardımcı olur. Günün sonunda “Kimse benimle oynamıyor. Kimse beni sevmiyor anne.” cümlesini duyabilirsiniz. Bu cümlenin sizi panikletmesine izin vermeyin. Okulda nelerin ters gittiğini anlamaya çalışın. Çocuğunuzun dışarda bırakılmasına neden olan parçaları toplarsanız çocuğunuza desteğiniz artacaktır. Ortaya çıkan duruma neden olan alanları belirlemek çocuğunuz için kontrolü ele almaya yardımcı olur.