Eğer karşımızdakiyle gerçek bir ilişki halindeysek bir sürü duygumuz olur. Mutluluk, sevinç, heyecan, telaş, merak, korku, hayal kırıklığı, öfke, çaresizlik… Olumsuz duyguların yükseldiği anlarda konuşmaya bir mola vermek oldukça işlevsel bir çözümdür. Durmak sakinleşmeye yardımcı olur. Öfkeyle söylenen ve sonrasında pişman olunan o kelimelerin çıkmasını engeller. Bazen bir tarafın o sessizliğe ihtiyacı vardır ama diğer taraf o sessizlikte adeta boğulacak gibi olur. Yalnız hisseder, belki de korkar. Bunun önüne geçmek için o sessizliğe neden ihtiyaç duyulduğu, ne kadar süreceği gibi sınırlar belirlenebilir. Bu öneriler, bahsettiğim tablo ebeveyn-çocuk arasında geçiyorsa mutlaka uygulanmalıdır. Aksi halde çocuk sadece sakinleşebilmek için susmayı tercih eden ebeveynin kendisine küstüğünü zannedebilir.
Küsmek, iletişimi tamamen durdurmak, karşındaki yokmuş gibi davranmak çocuklar için tolere etmesi oldukça zor tepkilerdir. Ebeveynlerini kaybettiklerini zannederler. Artık sevilmediklerini düşünürler. Duygusal geri çekilme en büyük cezalardan biri olabilir. Bazen daha çok ağlayabilirler bazen ise “sanki önemsemiyormuş” gibi davranabilirler. Ebeveynin böyle bir tutum sergilemesi çocukların ruhunda iyileşmesi uzun sürecek yaralar bırakabilir.
Çocuklar ebeveynlerine küsebilir. Bu davranışı gösterdiklerinde siz de onlara mı küsüyorsunuz? “Tamam o zaman ben de seninle konuşmuyorum!” diyenlerden misiniz yoksa “Benimle şuan konuşmak istemiyorsun. Sana izin vermediğim için kızgınsın. Ben senin sakinleşmeni sabırla bekleyebilirim. İstediğin zaman benimle konuşabilirsin.” diyenlerden mi? Elbette yaşanan durum karşısında ebeveyn de kızgınsa bu cümleleri kurmasını beklemek ona büyük haksızlık. Örnek cümleler çocuklarımıza ne mesaj vermek istediğimizi anlatmak için, sizler içinize sinecek ve kendinizi ifade edecek yolu en iyi bilenlersiniz!